Depresyon icin Sorun Çözme Tedavisi

Değil bir hayat, bir gün bile olmuyor ki sorunsuz geçen… İnsan evladının oksijen kadar ihtiyacı var sorun çözme kabiliyetine. Çünkü çağımızın hastalığı depresyon, çözülemeyen sorunlar gün geçtikçe büyüyüp, altından kalkılamayacak hale gelince ortaya çıkıyor.

İyi haberlerle çıkıyorum karşınıza bugün: Çağımızın hastalığı depresyonsa eğer, çağımızın depresyon tedavisi de Sorun Çözme Tedavisi. Araştırmalar, bu tedavi yönteminin uzun vadede antidepresanların beyinde yarattığı etkiyi yarattiğını gösteriyor. 4-8 seans arasi süren bu kısa tedavi sürecinde, danışanlar kendilerini depresyona sürükleyen sorunlarla basa çıkabilmeyi ve yaşam kalitesi daha yüksek hayatlar yaşayabilmenin yollarını öğreniyorlar.

Tabii ki bu tedavinin en etkili şekli bir terapist desteğiyle olanı, fakat tecrübelerim bu yöntemin özellikle hafif depresif semptomları olan insanlar için tabiri caizse “evde uygulabilinir” bir yöntem olduğunu söylüyor.

Size yazacağım adımları izleyerek, bu tedaviyi kendi kendinize uygulayabilir, çok iyi sonuçlar alabilirsiniz. Sonuçlarınızı bana yazmayı unutmayın.

Şimdilik ve daima, sağlıkla kalın.





1-    Bir kağıda semptomlarınızı yazın. Neler hissediyorsunuz? Duygusal veya fiziksel, aklınıza ne gelıyorsa, ne hissediyorsanız yazın.

Durup dururken ağlıyor musunuz? İştahınız mı yok? Enerjiniz mi yok? Eskiden zevk aldığınız şeyler artık zevk vermiyor mu? Uyuyamıyor musunuz? Sıralayın hepsini bir bir. Sıraladıktan sonra 0 dan 10 a bir rakam atayin semptomlarınıza. Ne kadar şiddetli ve ne kadar hayat kalitenizi düşürüyorsa o kadar büyük olsun rakamları. Mesela haftanın her günü aglıyorsanız o semptomunuza 10 rakamını atarken, kendinizi sadece bir-iki gün enerjisiz hissediyorsaniz o semptoma 3 veya 4 rakamını atayın. Rakam belirleme faslında çok titiz olmanıza gerek yok, beyniniz ve vücudunuz neyin ne kadar, ne dozda olduğunun sinyalini verecektir zaten. Bu rakamları tedavi süreciniz boyunca her hafta yenileyeceksiniz.


2-    Şimdi ayrı bir kağıda, problemlerinizi yazın. Örneğin, sabah vaktinde uyanamamak, kıskançlık, işte verimsizlik vb. Problemlerinizi tespit etmekte zorlanıyorsanız alttaki tabloyu kullanabilirsiniz:

1. Form


3- Unutmayın: bir seferde yalnızca bir problemi ele alacağız, ve o problem hayatınızdan elenene yada en azından size acı vermeyi bırakana kadar da başka bir problemle ilgili çalışmaya başlamayacağız.
Şimdi sizden bir problem seçmenizi isteyeceğim. Yalnız, en küçük problemden baslamanızı rica ediyorum. Bunu istememin nedeni ise elinizde problemlerinizi çözmek için gerekli araçlar henüz yokken büyük problemleri cözmeye çalışmanın size sadece hayalkırıklığı getirecek olması. Neticede kimse evladından emeklemeden yürümesini beklememeli öyle değil mi?



4- Üzerinde çalışmak istediğiniz probleminizi seçtiyseniz şimdi sizden aşağıdaki formu doldurmanızı isteyecegim:

2. Form
PROBLEM: Buraya ilk tabloda yazdığınız ve üzerinde çalışmak için seçtiğiniz problemi yazın.

HEDEF: Buraya seçtiğiniz problem hayatınızdan elendiğinde/çıktığında görmek istediğiniz sonucu yazın.

Seçenekler/Çözümler: Buraya erişebileceğiniz, elinizde gelebilecek ve probleminizi hayatınızdan elemede size yardımcı olabileceğini düşündüğünüz seçeneklerinizi/çözümlerinizi yazın. Unutmayın: çocukca yada aptal seçenek diye bir şey yoktur. Neyin işe yarayıp neyin yaramayacağını siz zaten biliyorsunuz. Yeterki yazdıklarınız realist ve erişebilinir olsun.

Avantajlar: Buraya yazdığınız seçeneğin avantajlarını yazın.

Dezavantajlar: Buraya yazdığınız seçeneğin dezavantajlarını yazın. Dezavantajlara efor, zaman, para, duygusal etki, hatta başkaları üzerindeki olası olumsuz etkiler bile dahil.








Kafanız karışmasın diye şimdi sizinle birlikte bir örneğin üzerinden geçeceğim:

            25 yaşındaki Ayşe, işe zamanında gitmekte zorlandığı sıkıntısıyla bana danışıyor. İşe zamanında gidememenin Onda çok büyük bir stres yaratmasının yanı sıra, işten atılma korkusunu tetiklediğini dile getiriyor. Ayşe ile beraber 4. adımda size verdiğim formu doldurduk:



Örnekte gördüğünüz gibi, Ayşe aklına gelen 3 çözümü avantajları ve dezavantajları ile birlikte yazarak formu doldurdu. Şimdi sıra bir sonraki adımda…



5- Şimdi 2. formu bir gözden geçirin. Hangi çözümün avantajları dezavantajlarından ağır basıyor? Hangisinin avantajları uğruna dezavantajları tolere edilebilinir? Bu sorulara cevap verdiğinizde 6. adıma yani probleminiz için harekete geçme adımına geçebilirsiniz. Unutmayın: seçeneklerden bir tane seçmek hemen verebileceğiniz kadar kolay bir karar olmayabilir. Yeterli zamanı ayırmaktan korkmayın.


6- Şimdi teoriyi pratiğe dökme ve harekete geçme zamanı. Seçtiğiniz seçeneği/çözümü uygulamaya dökme zamanı. Ufak adımlarla başlayın ve kendinize acımasız olmayın. Yavaş yavaş attığınız her adım sizi daha sağlam bir hayata götürecektir, unutmayın!


7-  Probleminizi çözme ile ilgili attığınız adımlar esnasinda 1. formu her hafta yenilemeyi unutmayın. Probleminizin sizin üzerinizde yarattığı semptomların her hafta üzerinden geçin ve gerekli rakam ayarlarını yapın. Bu şekilde hem ilerlemenizi görmüş olacak hem de eger ki seçtiğiniz cözüm işe yaramiyorsa (işe yarayıp yaramadığını semptomlarınızın rakamlarının takibinden anlayabilirsiniz) 2. formda ki başka bir çözüme/seçeneğe yonelmenizi sağlayacaktır.



8- Probleminizi başarıyla hayatınızdan çıkardıktan sonra 2. formdaki bir diğer probleme geçebilir ve aynı adımları izleyebilirsiniz. Unutmayın: en ufak problemden en büyüğe doğru ilerliyoruz.





Bu adımları titizlikle izlediğiniz zaman, yavaş yavaş göreceksiniz ki problemlerinizi kendi başınıza çözebiliyorsunuz. Göreceksiniz ki aslında dev gibi görünen problemler sadece ufak tefek ihmal edilip çözülmemiş sorunlar toplamı. Ve bir bakacaksınız ki hayat kaliteniz artmış ve kendinizi bir talihsizlikle karşı karşıya geldiğinizde eskisi kadar umutsuz hissetmiyorsunuz.


ONEMLI NOT: Eğer probleminiz Ayşe’nin ki kadar somut değil de daha soyut bir problem ise, onu daha ufak parçalara bölmeli ve ordan yola çıkmalısınız. Örneğin “ilişkimde mutsuzum” problemi Ayşe’nin problemine oranla daha soyut bir problem. Böyle bir problemi parçalara bölmek için kendinize şu gibi soruları sorun: “Problemim ne ile alakalı?”, “Problemim ne zamanlar meydana geliyor?”, “Problemim kiminle ilişkili?”. Bu sorular size, “ilişkimde mutsuzum” gibi soyut bir problemi bile parçalar haline ayırıp köküne inmeniz için yardım edecektir.



Tekrarlıyorum kendinize her şeyden önce zaman tanıyın. İyileşme süreci bir gecede olan bir mucize değildir zaman alır. Önünüze bir engel çıktı mı veya bir adım zor geldi mi yılmayın, hemen formlarınıza geri dönün ve daha kolay bir çözüm seçin. Ayrica, bir seferde yalnızca bir problemi ele almayı unutmayın. Cevapların sizin içinizde olduğuna inaniyorum, sadece size doğru soruları sordurtan becerilere ihtiyacınız var. Bu tedavi ile o becerileri elde etmek mümkün! Bu tedavi ile çok daha donanımlı bireyler olabileceğinize inanıyorum! 






UYARI: DEPRESYON SEMPTOMLARINIZ GÜNDEN GÜNE DAHA KÖTÜLEŞİYORSA VEYA KENDİNİZE ZARAR VERMEYİ DÜŞÜNÜYORSANIZ ERTELEMEYİN! YARDIM ALIN! DEPRESYON HAFİFE ALINIMAYACAK SONUÇLAR DOĞURABİLEN BİR PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK.




7 comments:

  1. Zeynep Hanım merhaba,
    Öncelikle sizi Buse Terim'in blogunda gördüm ve ben bu ismi bir yerden tanıyorum dedim. Sonra hatırladım ki siz benim eski ve sevgili patronum Mehmet Refik Soyer'in akrabasısınız. Umarım yanılmıyorumdur. İzmir'deyken bir süre SKSF'de çalıştım. Konunun özüne dönersek böyle bir tesadüfle de olsa blogunuza ulaştım ve küçük çaplı bir depresyon yaşadığım şu günlerde ruhumu tedavi etmemde çok yardımcı oldunuz. Size teşekkürlerimi ve secgilerimi yolluyorum. Etrafımda benim yaşadığım gibi duygusal iniş çıkışlar yaşayan ve çevresi tarafından yaşadıkları küçümsenen o kadar çok insan var ki... Herkese tavsiye edeceğim önerilerinizi denemelerini. Bende işe yaradı, umarım daha geniş kitlelere de ulaşırsınız. Elif Arat Budaklıer

    ReplyDelete
  2. Bloğunuzdaki bilgiler ilgimizi çekiyor ve verdiğiniz bilgiler arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. İş hukuku avukatı olarak sitenizin takipçisiyiz.

    ReplyDelete